Canlı Porno
Deneyimi!
Odam değişmişti,
evin en küçük, en dip, en sevimsiz odasına taşınmıştı yatağım ve eşyalarım.
Televizyonum ders çalışmamı etkiler diye, yeniden dizayn edilen oturma odasında
kalmıştı. Zaten küçük olan yeni odama ekstradan ütü masası, dikiş makinesi,
çeyiz sandığı ve tekli koltuk konmuştu. Nefes almak için cam açıp yarı belinize
kadar dışarı sarkmanız gerekiyordu amk! Filmlerde ki gözden düşen Ayşecik
gibiydim, eski odama bakıp bakıp iç geçiriyordum. Değişen bir hayatım, evin
içinde yeniden dağıtılan roller vardı. Koşarak babamın kucağına atlama
şımarıklığım artık hoş görülmüyor aramızda mesafeler açılıyordu. Bu atlama
işinin bir anısı hala benimle; bir keresinde, ikinci annem henüz hayattayken
yine aynı olayı yapıyordum, babam beni tutamamıştı, müzik setinin köşesine kafa
üstü çakılmıştım. Kanlar içinde hastaneye yetiştirildim, 5 dikiş atılmıştı,
hala oyuktur orası. Çocukken hisleriniz daima kuvvetlidir, kim sizi sever, kim
sevmez, kim kötüdür, kim iyidir, kim merhametli, kim gaddar kolayca ayırt
edersiniz. Babam ve yeni annem, sevgi kelebeği biricik kızlarına mesafeli
davranıyordu, fark etmiştim hemen. O günden itibaren rollerin değişmeye
başladığını küçük beynim kavrıyor ama mal gibi kabul etmiyordu. Ben inatla
eskisi gibi davranmaya devam ettim, ısrarlı oldukça kaybeden taraf olduğumu
anlayamamıştım bir türlü. Yine de düşündüğüm zaman, keşke bana kalplerini
açsalardı derim, ben açmış bekliyordum, bir ömür sevgimi vermeye, başıma taç
etmeye hazırdım. Olmadı… yapmadılar, kendi seçimleri bambaşkaydı.
Okula gidip gelmeye, sokakta oynayıp
kuzenlerimle tanışmaya devam ettim. Ben diyeyim 50, sen de 150 tane kuzenim
olmuştu. Biyolojik ailemdekileri saymıyorum bile… Düğün olarak kabul edilen ev
eğlencesine katılamayan, davet edilemeyen insan sayısı bir hayli fazlaydı. Yeni
evli çift tebrikleri kabul etmeye başlamış, balayı sona ermişti. O günlerde
yaptığım bir yaramazlığın cezası büyük oldu. Evde misafir olduğu bir gün
okuldan gelmiştim niye hatırlamıyorum kafam bozuktu, çantamı falan fırlatıp
mutfağa gittim. Masanın üstü kek börekle doluydu, benimle ilgilenmeyen annem
kurula kurula oturmuş bir şeyler anlatıyordu yanında ki şebeklere. Misafir
çocuklarından aynı zamanda kuzenim olan bir kız, ben karnımı doyurmaya
çalışırken ağzını ayırarak bana bakıyordu. Daha da sinirlendim… Açık camlardan
içeri 3-5 karasinek girmişti, insanlığın soyu tükense yine de yaşayacak olan bu
kın kanatlıların sülalesini sikiyim. Elimde ki bardağı masada atlaya atlaya
gezip yiyecek aşıran sineğin üstüne kapattım, kızla birlikte bir süre
çırpınışını izleyip güldük. Yeni bir oyun öğrenmiştim okulda ‘aç elini yum
gözünü’ deyip arkadaşlarımızın eline bir şey bırakıp kaçıyorduk. Ben onu ‘aç
ağzını yum gözünü’ olarak değiştirdim. Oksijensiz kalıp bayılan sineği kaptığım
gibi kızın ağzına sokuşturdum, gözünü açıp bir iki gevişledikten sonra tadını
beğenmemiş olmalı ki tükürdü! Tükürür tükürmez şekilsiz şeyin sinek olduğunu
anladı küçük sürtük, elinde kanıtıyla annesine doğru ağlayarak depar attı. İçerde
ortalık karıştı, ben sakin sakin börek yiyordum masada. Annem bir hışımla
mutfağa daldı; “kızım niye çocuğun ağzına sinek koydun?” “ben koymadım, kendi
yedi” desemde faydası olmadı, uzun süre sokağa çıkmam yasaklandı (en sevdiğim
şeydi çünkü)… oysa bu kuzen tayfasından karınca yiyen bir oğlan vardı, ha sinek
ha karınca nolmuş yani???
Üvey annem düzeni
seven bir kadındı, sabahları erken kalkılıp kahvaltı, tam öğle saatinde yemek,
itici İngilizler gibi 5 çayı, akşam yemek, istiklal marşı ve yatak J Ben
ders çalışırken o yanımda tıkır tıkır dikiş dikiyor, babam boş işlerle uğraşıyordu;
bahçe, çiçek, ot, böcek, bulmaca, televizyon vs… Ben öğlenci olduğum için öğle
yemeği sonrası okula yollanıyordum, geldiğimde çay-süt-kurabiye-pasta-dizi
denklemimiz oluyordu genelde. Tuhaf diziler izliyorduk televizyonda; mesela
birinde kadınlar yakışıklı bir komiserin peşinden koşuyor, çiftler sürekli
mutsuz, sarışın güzel bir kadın aptallıklar yapıp ağlıyordu (Hayat Ağacı). “Balkonda
kürek Ceysın Kıreyk” diye gayet geri zekâlı olan tekerlemesini söyleyip dans
ediyorduk J Kahrolsun 90’lar… Diğer
bir dizideyse herkes çok süslü, çok zengin, çok asil, çok yalancıydı. Adamın
biri yine sarışın ve çok güzel olan karısını başkasına kaptırmıştı. Onları
yakalamak için bir evin duvarını boydan boya gizli aynayla kaplatmıştı! (Yalan Rüzgârı)
Aklımda kalanlar böyle acayip uçuk fanteziler ama dizilerde sırf entrika
doluydu anam. Neyse ki Dallas’a yetişemeyen nesildenim. Dizilerde öpüşen yarı çıplak
çiftlerin ne yaptıklarını sorduğumda hemen kanal değişiyordu. Hiç cevap
alamadığım sorularım vardı, bir şeyler uydurup duruyorlardı. Çocuksanız bazı
şeyleri kendiniz keşfetmelisiniz! Mesela seks J Hafta
sonları bir yere gidilmemişse öğleden sonraları uykuya yatılırdı, Akdeniz
ülkesi yaa siesta yapıyor pezevenkler, sanki çok çalıştılar. Asla uyumazdım,
yatağımda uzanıp hayal kurar, yumoş ayıcığımla ya da saçı yolunmuş bebeğimle evcilik
oynardım. Bir gün yine böyle oynarken sesler duydum, anne babamın yatak odası
yan tarafımdaydı. Yavaşça yatağımdan kalkıp koridora çıktım, bir süre sesleri
dinleyip dikildim orada. En sonunda merakıma yenilip tek gözümü anahtar deliğine
dayadım. Abooooo babam yeni annemi hunharca sikiyordu J J J Tabi
biliyorsunuz daha önce öğretmenin oğlu tarafından sikildim! Lars von Trier bile
şu şahit olduğum sahneyi filmlerine yansıtamazdı. Ne yaptıklarını anlamadım
şaka bir yana, benzeri şeyi yaşamıştım ama ne olduğu, neye yaradığı hakkında
hiçbir fikrim yoktu. Bana daha çok bir şey için mücadele ediyorlar gibi geldi.
Sahne tam olarak şöyleydi; annem sırt üstü, çırılçıplak yatmış, koca memeleri,
bıngıl bıngıl göbeğiyle bacaklarını havaya dikmeye çalışıyor, babam da bülük! diyemeyeceğim
kocaman korkunç sikini her bulduğu deliğe sokuşturuyordu. Kadın tuhaf sesler
çıkarıyor, adam oflayıp pufluyordu. Meraktan içeri girip soracaktım ‘ne
yapıyorsunuz’ diye ama biraz sakinleşip, babam meme emmeye başlayınca
vazgeçtim, koca adam niye bu yaşta süt emiyordu ki? İzlemeye devam ettim,
elleri hiç durmadan ayıp dediğimiz kuku pipi bölgelerinde dolaşıyordu. Sonra tekrar
biri üste çıkıyor altta kalan kıvranır gibi hareketler yapıyor, inlemeler hiç
durmuyordu. En sonunda altlarına işediler, demek ki tek işeyen ben değildim!
Biraz yan yana yatıp dinlendikten sonra ayaklanınca odama kaçtım ve bu olaydan
kimseye bahsetmemem gerektiğine karar verdim. En sevdiğim kuzenime bile! Daha
önce din eğitimimde öğrendiğim üzere o kukuya girip çıkan pipi falan hep yasak
şeylerdi, konuşulması bile ayıptı! En çok aklıma takılan işeme kısmıydı, lan
madem hepimiz işiyoruz niye bana kızıyor bunlar? Her gün olmasa da arada altımı
ıslatmam anneme dert olmuştu, şikâyet edip duruyor ‘diğer çocukların’ artık
yapmadığını ileri sürüyordu. Nah işte sende işedin gördüm gördüm gördüm J İlerleyen
zamanlarda ara ara gözetlemelerime devam ettim, bu olayı yapıp yapmadıklarını
merak ediyordum. Ergenlik sürecimde biraz bir şeyler öğrenince çok utandım bunu
yaptığım için. Be adam be kadın sizde doğru dürüst anlatın değil mi şu seks
olayını! Ne acayip milletiz lan biz? Al işte cevapsız kalan sorularımın sonucu
cümle âlem öğrendi yatak odanızın sırlarını! Dua edin her şeyinizi tarif
etmedim, kaç cm ya da kaç gram diye J
Oldu kaçtım ben…
Zavallı 80'ler kuşağı, ne filmlere maruz kalmışlar :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder